Son beş yılda emniyetin trafik kontrollerinde kamera kullanımının yaygınlaşması ile birlikte en çok duyulan cümlelerden biri “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” oldu. Bunun farklı alternatifleri olan “Emniyet müdürünü arıyorum”, “Hepinizi sürdürürüm” veya İstanbul’daki malum bir olayda görüntülere yansıdığı üzere “Mehmet Abi’yi ararım, buraya yığarım” gibi içerisinde “müdür”, “bürokrat” içeren cümleler de uzun tartışmalara sebebiyet verdi.
Yaşanan olayların bir kısmı belki de halk arasında da sıkça kullanılan “Ankara’da dayısı olanın sırtı yere gelmez” mantığının bir yansıması olarak gelişiyordu. Meslekte 20-25 yılını tamamlamış birçok polise göre ise “Mehmet abiler” hep vardı ve emniyet teşkilatının bir gerçeğiydi. Sadece kamera kullanımı yoğun olmadığı için kamuoyu bunu bilmiyordu. “Mehmet abiler” ile mücadele etmeyi de amaçlayan sendikal girişimler ise yıllardır yasalar çerçevesinde sürüncemede bırakıldı.
POLİSLE TARTIŞAN MİLLETVEKİLLERİ…
Trafikte polislerle yaşanan bu tartışmaların bir kısmını da iktidar veya muhalefet partisi farketmeksizin milletvekilleri oluşturdu. Unutulmayan olaylardan biri 2021 yılında Mersin’de dönemin AK Parti Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın aracını trafik çevirmesi kapsamında durduran iki polis memurunun, meslekten ihraç edilmesi oldu. Yılmaz’ın, “Şerefsiz” diyerek hakaret ettiği iki polis ihraç kararına karşı dava açtı, ancak henüz yansıyan bir sonuç olmadı. Benzer bir durum ise aynı yıl 8 Ağustos günü İstanbul’da CHP’li bir vekille yaşandı. Geçmiş dönem CHP Milletvekili Fikret Şahin, Nişantaşı’nda aracını durduran bir polis ekibi ile tartıştı. Olayın bir muhalefet partisi milletvekili ile yaşanması haliyle medyayı hareketlendirdi. Şahin’in tartışması günlerce haber oldu. Tartışma sonucunda polise “6 Ay Uzun Süreli Durdurma” disiplin cezası verildi.
MİLLETVEKİLİ KARTINI GÖRMEK İSTEMİŞ
Haksızlığa uğradığını düşünen polis memuru, kendisine verilen disiplin cezasına karşı İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Tartışmaya dair diyalogların da yer aldığı dosyada yaşanan olay şu şekilde anlatıldı;
“Nişantaşı bölgesinde trafik uygulaması yapılmaktayken 27. Dönem milletvekiline ait ve oğlunun sevk ve idaresindeki aracın durdurulduğu, milletvekilinin oğlu tarafından aracın milletvekili aracı olduğunun ifade edildiği, davacı polis tarafından şoförün yanında oturan milletvekiline kartını görmek istediğini söylediği, milletvekili tarafından araç kartına bakması söylendiği, davacı tarafından tekrar milletvekili kartını görmek istediği, bunun üzerine milletvekili tarafından ‘Sen de kendi kimliğini göstereceksin bana’ şeklinde ifadede bulunulduğu, söz konusu tartışma üzerine diğer polis memurlarının araya girerek kimlik gösterdiği, milletvekili oğlunun polis memuruna ‘Sizlik bir durum yok, onun davranışları çok iğrenç’ dediği, davacının milletvekili oğluna hitaben ‘Sen benimle ne biçim konuşuyorsun’ şeklinde tepki gösterdiği, bu tartışmayı duyan milletvekili araçtan inip davacının üstüne doğru yürüyerek ‘Sen gel bakıyım buraya, ne diyorsun lan sen’ şeklinde tepki verip ısrarla davacıya ‘Kimliğini göster’ dediği…”
POLİSİN KİMLİĞİNİN FOTOĞRAFINI ÇEKMEK İSTEDİ
Polisin milletvekilinin oğluna “Ben sizden sadece kart istedim, siz bana iğrenç diyemezsiniz” dediği belirtilirken, milletvekilinin ise “O memurun sicilini istiyorum” şeklinde tartışmaya devam ettiği ifade edildi. Olayın devamında polisin kimlik gösterdiği kaydedilen dosyada, “Kimliğini cebinden çıkarıp milletvekiline gösterdiği, milletvekilini kimliğin fotoğrafını çekmeye çalıştığı, davacı ise ‘Çekemezsiniz bunu resmini’ diyerek kimliğinin tekrar cebine koyduğu, milletvekilinin şikayetçi olmak istemesinden dolayı asayiş ekiplerinin olay yerine çağrıldığı, bu süreçte milletvekilinin oğlunun ısrarla davacının sicilini istemeye devam ettiği anlaşılmaktadır” denildi.
MAHKEME POLİSE VERİLEN CEZANIN İPTALİNE HÜKMETTİ
Yargılama sonucunda mahkeme, polis hakkında verilen cezada hukuka uygunluk bulunmadığına kanaat getirdi ve cezanın iptaline hükmetti. Yargının verdiği karar polis açısından “emsal” olarak nitelendirildi. Kararda, “Karayolları Trafik Kanunu’nun 71. maddesine göre geçiş üstünlüğü bulunan ve yasama dokunulmazlığına haiz milletvekiline tahsisli araç olduğunu anlaması üzerine davacının herhangi bir işlem yapmaksızın geçişini sağlaması gerekirken, araç içerisinde bulunan gerek milletvekili gerekse de oğlu ile sözlü münakaşaya girmesi olayıyla ilgili davacının kusurlu olduğu kabul edilse dahi işbu eyleminin ‘hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak’ fiili kapsamında olmadığı, dolayısıyla davacının üzerine atılı fiilin kanundaki suç tanımına uymadığı görülmektedir” denildi.
(HABER MERKEZİ)