Bundan tam 6 ay evveldi, Ravza Kavakçı’nın iktidar sopasını hakimler üzerinde nasıl savurduğuyla ilgili bir yazı kaleme almıştım!
İşte o olayla ilgili, Türk yargı sisteminin geleceğiyle ilgili insanı karamsarlığa sokan bir gelişme yaşandı!
Hemen hatırlatalım neydi?
AKP’li İBB’den aldığı “eğitim yardımıyla” ABD’de okuyan Kavakçı, Anadolu Adliyesi’nde Asliye Ceza Mahkemesi’ne kendisine sosyal medyadan hakaret edildiğiyle ilgili şikayetçi oluyor!
Mahkemeye iki dosya sunuyor Kavakçı, birinde vatandaşın, “AKP’li vekilin İBB’den maaş aldığı ortaya çıktı. AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı’nın halen İBB iştiraki olan Metro Tur A.Ş kadrosunda yer aldığı görülüyor” şeklindeki paylaşımın altına “K…..” yazdığı öne sürülerek Kavakçı’ya hakaret ettiği öne sürülüyor.
Bir diğer davada ise, Kavakçı’ya yönelik sanığın “Vahha.. İslam.., sahte…” diyerek hakaret suçu işlediği iddia ediliyor.
Sanıklar mahkemede paylaşım yaptıklarını reddediyor.
Hakim de, sosyal medya hesaplarının başkaları tarafından ele geçirilebileceği, kötü niyetle suç oluşturacak siyasi beyanlarda bulunmanın zaman zaman rastlanan durumlardan olduğuna, telefon veya bilgisayarın fiziken incelenmesi suretiyle paylaşımı kişinin yapıp yapmadığının tespit edilemeyeceğini belirterek sanıklar hakkında beraat kararı veriyor!
Sen misin AKP’li Kavakçı aleyhinde karar veren, hakimi HSK’ya şikayet ediyor Kavakçı!
HSK durur mu?
AKP’li isimden gelen şikayeti hemen değerlendirmeye alıyor ve hakim M.E.’nin savunmasını istiyor!
Hakim M.E. İngiltere’de yüksek lisans yapmış, 21 yıldır hakimlik yapan, Anadolu Adliyesi’nin sayılı 1.sınıf hakimlerinden biri!
Hakimimize HSK diyor ki, “kararınızda ‘emniyetin hazırladığı açık kaynak araştırma raporunda ise, paylaşımı yapan profilin şahsa ait olduğu tespit ediliyor’ ancak siz bunu dikkate almadınız”!
Diyorlar ki, tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmayan bir tutum sergilediniz!
Hakim, hakaret ettiklerine kanaat getiremediğini belirtiyor!
Hakim ayrıca emniyetin hazırladığı raporun ise, beyanın sanık tarafından yazıldığının doğruluk teyidinin yapılmadığını belirtiyor!
Ayrıca açık kaynak raporuna rağmen kişinin telefonunun ele geçirilme ihtimalinin bulunduğuna dikkat çekiyor!
Son olarak hakim, Kavakçı’yla ilgili daha önce baktığı pek çok davada mahkumiyet kararları da verdiğini belirtiyor.
Peki sonra ne oluyor dersiniz?
Hakim M.E.’ye disiplin cezası veriyorlar, “UYARIYORLAR”!
Türk yargısının geldiği noktaya bakın!
AKP’li bir ismin istediği kararı vermeyen hakim, HSK’ya şikayet ediliyor ve HSK’da hakime disiplin cezası veriyor!
Emekliliğinin birkaç yıl evvel dolduğunu belirten hakim M.E., “Önem derecesi son derece düşük rutin olarak açılan böyle bir davada dahi hakimin yargısal yetkisine disiplin yöntemiyle müdahale, tüm ülkenin demokrasi ve yargı bağımsızlığına yönelik bir meselesidir” diyor!
Şimdi şikayete bağlı olarak hakimin yerinin değiştirilebileceği, sürülebileceği ifade ediliyor!
“Türkiye’nin buna ihtiyacı vardı” diyerek siyasi partilerin birbirleriyle “üstü kapalı Anayasa” görüşmeleri yapmasından daha mühim bir konu varsa o da Türk yargısının bağımsızlığının tekrar tesisidir!
Adaletin olmadığı yerde ne siyaset olur ne de siyasi parti!
Toplumsal huzurun, barışın yegane dinamiği Adalet’tir!
Adaletin varlığını bilen vatandaş, haklarının korunduğundan emindir!
“Hakkım, hukukum savunuluyor” der!
Ancak bizim ülkemizde hakimlerin dahi hakkı, hukuku korunmuyor!
Kaldırın o zaman mahkemeleri, AKP Genel Merkezi’nde ayırın bir oda, koyun başına birini versin kararları!
Hem adliyelerin elektrik harcamasının önüne geçerek “tasarruf” da edersiniz!
Hatta kimi adliyelerin arazileri de çok kıymetli!
Benden söylemesi…