YENİÇAĞ/ TOLGA ŞAHİN- ÖZEL HABER
CHP’den Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı için aday adayı olan Nasuh Mahruki, partinin kendisini aday göstermemesi sonrası bağımsız olarak yoluna devam etme kararı aldı. Bu süreçte, Mahruki’nin neden bir başka partiden aday olmadığı ve hangi partilerin adaylık teklifiyle geldiği merak konusu oldu. Yeniçağ’dan Tolga Şahin’e tüm bu süreci anlatan Mahruki, şu ifadeleri kullandı:
“Zafer Partisi, Memleket Partisi, İYİ Parti, Büyük Türkiye Partisi gibi diğer tüm partilerin hepsinden teklif geldi hatta Gelecek ve DEVA falan da geldi ‘ortak aday gösterelim seni’ diye ama hepsine hayır dedim. Ben CHP beni aday yapmazsa bağımsız devam etmeye karar vermiştim. Çünkü Beşiktaş yüzde 75 Cumhuriyet Halk Partisi’ni destekliyor. Atatürkçülüğü, altı oku destekliyor.
“CHP’NİN KURULUŞ AYARLARINA DÖNMESİ İÇİN MÜCADELE ETMEK İSTİYORUM”
Beni aday göstermedi CHP diye gidip Beşiktaş halkını bir başka partiye oy vermek zorunda durumunda bırakmak istemedim. Bağımsız olarak çıktım, ben çünkü altı ok’a inanıyorum, CHP’nin kuruluş ilkelerine inanıyorum. Bu ilkeler ile cumhuriyetin kuruluş ilkeleri aynı ve tekrar oraya geri dönülmesi gerektiğini düşünüyorum. O yüzden CHP’nin de tekrar kuruluş ayarlarına geri gelmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle Beşiktaş’ta bağımsız bir şekilde seçilebilirsem, cumhuriyetin kuruluş ilkeleriyle Beşiktaş Belediyesi’ni yöneteceğim. Ve tekrardan CHP ile yoluma devam etmek istiyorum. CHP’nin kuruluş ayarlarına dönmesi için mücadele etmek istiyorum”
“ÖZGÜR ÖZEL’İN DEĞİŞİMDEN BAHSETMESİNE GÜVENDİK”
CHP’nin belirlediği il ve ilçe belediye başkanı adayları ve meclis üyesi adaylarının halkta tepki yarattığına değinen Mahruki, “Beni aday göstermek zorunda değiller sonuçta demokratik tercih ama genel olarak şunu söyleyebilirim. Hem il ve ilçe belediye başkan adaylarında daha sonra da meclis üyesi adaylarında çok büyük tepki çektiler. Demek ki bir şeyi yanlış yaptılar. Sonuçta bu halk için yapılan bir hizmet. Halkın dileklerine, taleplerine can kulağıyla dinlemek, göz önünde bulundurmak lazım ki Özgür Özel de kurultayda önseçim yapacağız, anket, eğilim yoklaması yapacağız, halka soracağız, halkın istediği adaylarla yürüyeceğiz gibi konuşmuştu. Değişimden bahsetmişti. Ben ve benim gibi birçok insan buna güvenerek ‘tamam o zaman. Halka soracaksanız. Ben halkın karşısında her türlü yarışmaya hazırım. Yeter ki halk karar versin’ düşüncesiyle aday adayı oldum. Ama günün sonunda sadece Beşiktaş’ta değil, başka birçok yerde de insanları, yerel halkı mutsuz ettiler belirledikleri adaylarla. Bunu oturup düşünmeleri lazım açıkçası” dedi.
“SİYASETE BENİM GİBİ İNSANLARIN GİRMESİ LAZIM”
10 yıl önce kendisini Kadıköy’den aday yapmak isteyen CHP’nin bugün neden Beşiktaş’tan aday göstermediğine de değinen Mahruki, şu ifadeleri kullandı:
“10 yıl önce beni Kadıköy’e uygun görmüşlerdi. Benim o güne kadar aklımda hiç görev almak, hizmet vermek gibi bir düşünce yoktu açıkçası. Ben sivil toplumda yoluma devam ediyordum. Ama koşullar tabi çok değişti. Ben de bunu bir zorunluluk olarak görüyorum şu anda. Benim gibi insanların girmesi lazım siyasete. Yani siyaseti meslek olarak yapan insanlar değil, 5 dönem 6 dönem milletvekili olanlar değil, 4 dönem 5 dönem belediye başkanı olanlar değil, kendi kişisel kariyerinde, kendi gençliğinde hayatın başka alanlarında başarılı olmuş, üretken bir hayat sürmüş, topluma dokunmuş, bir şeyler üretmiş, başarmış, sonucu değiştirmiş insanların belli bir yaştan sonra hizmet etmek amacıyla siyasete girmelerini çok daha doğru buluyorum.
“ÇÖZÜM KAHVEDE DEĞİL, SİYASETİN İÇİNDE”
Nitekim bende de tamamen böyle oldu, 56 yaşında siyasete girmeye karar verdim. Bunun en önemli sebebi Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktür. Türkiye çok tehlikeli ve çok kötü bir yerde. Yönetilmiyor yağmalanıyor. Her şey kötü, nereye dokunsan kötü. Dolayısıyla bunu da düzeltmenin yeri, Twitter’da, Facebook’ta, orada burada yazmak değil, sözünün etkisi olacağı devletin içerisindeki milletvekilliği, belediye başkanlığı, yardımcılığı, meclis üyeliği gibi mevkii ve makamlar. Tek çözüm orası. Türkiye’nin büyük dertleri var. Türkiye’nin bütün dertlerinin çözümü var. Ama çözüm sosyal medyada, medyada, sokakta, orada, burada değil. Mahallede, kahvede değil, çözüm siyasetin içinde.
“PARLAMENTER DEMOKRASİYE DÖNÜŞ SONRASI MÜCADELEMİZİ YAPACAĞIZ”
Genel seçimler sürecinde de yanlış strateji uygulandığına değinen Mahruki, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Bende bunu 1 yıldır çok net olarak görüyorum. Genel seçimlerde çok yanlış bir stratejiyle, kaybedilmesi neredeyse imkansız bir seçimi kaybettik. Gerçekten bunu nasıl başardığımıza inanamıyorum. O zaman da çok itiraz etmiştim. Strateji yanlış, böyle olmaz. 6’lı masa değil 16’lı 26’lı masa olmalı. Parlamenter demokrasi isteyen bütün siyasi partileri CHP bir araya getirmeli. Bu demokratik mücadelenin sıklet merkezi CHP. Başka yer olamaz, CHP olmak zorunda. CHP’nin etrafında öbeklenmesi lazım, ortak noktalar ve ortak hedefler çerçevesinde. Her konuda anlaşmak zorunda değiliz. Ben türbanı doğru bulmuyorum ama türbanı doğru bulanlarla da, rahatlıkla o masada oturabiliriz. Önemli olan parlamenter demokrasiye geri dönmek. Parlamenter demokrasiye döndükten sonra yapacağız mücadelemizi.
“BENİM GİBİ ADAM BİLE GİREMEDİ CHP’YE”
Halka soracağız her şeyi. Hatta ben seçim barajının yüzde 1’e düşmesini düşünüyorum. Yüzde 1 olsun baraj, yeşiller de girsin, hayvan severler de girsin, eşcinseller de girsin, herkes girsin, gerçek demokrasi işlesin orada. Seçilen 600 milletvekili tabanı gerçek nispetinde temsil edebilsin. Şimdi yüzde 10 seçim barajıyla, süper antidemokratik bu seçim barajı ve bir çok fikir, yer bulamıyor içeride. Yer bulamayınca da tabi savunamıyor kendisini. Büyük koca partiler, partilerde de zaten demokrasi yok. Partilerde de lider sultası, lider bir ele geçirince partiyi hemen kendine benzer insanları dolduruyor içeriye, dışarıdan da kimseyi sokmuyor. Benim gibi adam bile giremedi CHP’ye.
